Izmir Barosu Baskani Avukat Özkan Yücel, Son Mühür TV ekranlarinda dün Cumhurbaskani Erdogan'in açikladigi Insan Haklari Eylem Plani'nin maddeleriyle ilgili açiklamalarda bulundu. Yücel, Gün Basliyor programi sunucusu Aysegül Koç'un sorularini yanitlarken önemli detaylara dikkat çekti.
Yücel'in konuyla ilgili açiklamalarindan önemli satirbaslari su sekilde;
- "Önemli olan kanun maddelerine yazdiginiz degil uygulamada gerçeklestirdiginiz sey. Tutuklama kosullarinda degisiklik yapilacagi 103. Maddede degisiklige giderek katalog suçlarda azaltmaya gideceklerini açikladilar. Bu elbetteki önemli bir husus. Ama hakimlerin kafalarinda biraktiginiz o izi yarattiginiz gerçek anlamdaki tahribati ortadan kaldiracak hangi önlemleri almayi düsünüyorsunuz. Hiçbir hâkim hiçbir ceza yargici bu suçlardan dolayi ceza vermezsem benim basima bir sey gelmez diye düsünemiyor. Bugüne kadarki uygulamalar yargi üzerine yönelmis baski, bunlarin tümü hakimler üzerinde mahkemeler üzerinde bir karar verirken tereddüt edecek bir ortam yaratmis durumda. Bunu ortadan kaldirabilecek bir kanun maddesi yok. Bunu ancak uygulamalarinizla degistirebilirsiniz.
- "Evet kadina yönelik siddetin önlenmesi için önlemler alinsin. Istanbul Sözlesmesi'nin hükümlerinin hayata geçirilmesi gerekiyor. Oraya kadina yönelik siddeti azaltacak tedbirleri alip düzenlemelerin getirilecegini söylüyor olmak bunu ortadan kaldirmiyor. Bunlari gerçekten hayata geçirip geçirmediginiz kismi önemlidir. Maalesef ki siyasi iktidarin bu yöndeki karnesi bizim açimizdan çok zayif. Insan Haklari, demokrasi, hukuk devleti siyasi iktidarin karnesi bu açidan çok zayif. Gündemler degisiyor, insan haklarina iliskin ilkelerin açiklandigi gidis yolu ve haritalar çikarilmaya çalisiyor.
Iste zihniyet sorunumuz. 300 kisi ile sinirli bir biçimde Barolara Genel Kurul yap demek… Mesela Izmir Barosu, Antalya Barosu, Istanbul Barosu'na Genel Kurulu yapma demek. Yapma demek çünkü benim toplanti sayim 1100... Bu kadar kisiden imza almadan, onlar hazirlanmadan ben genel kurul baslatamam. Bir taraftan sanki barolarin genel kurul yapmasina imkân verilmis gibi bir hava estiriliyor. Ama gerçek bu degil. Bizim isimiz hakikatlerle bizim isimiz gerçeklerle. Hayatta ne ile karsilastigimiz, neyi önceledigimiz, neyi yasadigimiz bizim için çok önemli bir problem. O nedenle pandemi döneminde açiklanan tedbirlerdeki ferahlamalarin hayatta bir karsiligi yok.
- "Bogaziçi ögrencilerine destek vermek için eylem yaptiklari esnafa, polisle hiçbir karsitliklari olmadan karsi karsiya gelmeden, gaz altinda birakilan üniversite ögrencilerine sorsunlar, özgürlükleri genisletecekler. Sokaktaki baskiyi ortadan kaldiracaklar mi? Kadinlar eylem yaptiginda kadinlara yöneltilen siddeti ortadan kaldirabilecekler mi? Aynasi istir kisinin lafa bakilmaz. Ne söylediginiz degil ne yaptiginiz önemli olan.
- "Hakimler simdi bu karari verirsek basimiza ne gelecegi belli degil diye düsünüyor. Disiplin sorusturmasindan yer degisikligine kadar... Acaba var mi, açiklanan maddelerde hakimlerin bu durumunu koruyacak bir hüküm. Adalet Bakani'ni, HSYK'nin içinden alacak bir hüküm var mi mesela. Maalesef yok. Evet icra dairelerinin bazi seyleri kolayca görmesi kolayliklar evet bunlar günlük hayati kolaylastiracak seyler ama bunlar reform degil. Bunlar özgürlükleri teminat altina alacak hamleler degil.
- "Suya sabuna dokunmayan degisikliklerden bir tanesi. Türkiye'de ihtiyaç midir? Evet hukuk fakültelerini 5 yila çikarmak gerekiyor. Çok kolay bir is çikarmak haline geldi. Hiçbir sey olamiyorsan avukat ol noktasindaydik. Bunlarin tedbirlerinin alinmasi gerekiyor mu, gerekiyor? Ama sunu söyledik niye belli kriterler koyup bu kriterleri saglamayan fakülteleri kapatmiyorsunuz? Bu ülkenin bugün 20 bin yani 88 hukuk fakültesi var yanlis hatirlamiyorsam, biz bunlari konusurken yenisi açilmadiysa ve 138'e kadar çikabilecek durumda. Bunlari kapatmak varken yeterince hocasi olmayan akademik düzeyde egitim gerçeklestirmeyen yalnizca tabela fakülteler söz konusuyken bunlara iliskin yasa çikarmadan 5 yila çikarmak ayni egitim yetersizligine sahip 5 yil anlamina geliyor."
'PANDEMI SIYASILERE UGRAMIYOR, BAROLARA UGRUYOR'
- "Biz seçim yapmak istiyoruz. Demokrasinin en temel göstergelerinden biridir, görev süremiz bitti. Yeni görev süresinde meslektaslarimizdan yetki alabilmek istiyoruz. 2 yillik süreci degerlendirmek istiyoruz. Yaptiklarimizi begenmisler mi, begenmemisler mi? Bizimle devam etmek istiyorlar mi, istemiyorlar mi? Bu soruyu sormak istiyoruz. Basindan beri açik havada yapacagiz dedik. Salonu ona göre ayarlayacagiz dedik. Bütün tedbirleri alacagiz. Girerken çikarken kamu kurumlarinda alinmayan tedbirleri alacagimizi söyledik. Eger sizin önereceginiz baska tedbir varsa onu da almaya haziriz dedik. Seçim kurulu 'hayir' dedi. Il Hifzissihha Kurulu 'hayir' dedi. Içisleri Bakanligi 'hayir' dedi. E - mahkemeye gittik. Mahkeme önce yürütmeyi durdurmasi karari verdi. Öbür mahkeme yani basta o söyledigim bagimsizlik mevzusu var ya tam da buraya dayaniyor. Bu karar kaldirildi. Izmir'de 2 hafta önce bir siyasi partinin genel kurulu yapildi. Lebalep dolu salonlar. Biz böyle de yapmayacagiz. Önlemleri alacagiz. Nerede genel kurul yaptiysaniz orada pandemi vakalarinda artisa yol açtiniz. Simdi bizim de yeni hedefimiz, fuar açik havada yapacagiz. Yine kararliyiz. Ama dertleri pandemi degil. Öyle olsaydi AK Parti kongreleri yaptigi biçimiyle Barolar da söyle yapsin falan denirdi. Ne oluyor bu pandemi belli siyasilere ugramiyor da barolara mi ugruyor?"