Eskiler “Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz” derler.
Ayineye bakıyorum; durum hiç iç açıcı değil.
Kılıçdaroğlu neredeyse adaylığı kimseye kaptırmıyor.
Ne diyor?
“Benim belediye başkanlarım; onuruyla, şerefiyle 2024’e kadar görevlerini sürdürecekler.
Bana göre asıl söylemek istediği; “ İmamoğlu ’da, Yavaş’ta avuçlarını yalar.”
Hiç aday olacağınızı hayal etmeyin.
Öte yandan, altılı masanın ikinci güçlü ismi Akşener de, “kazanacağımız güçlü bir isimle çıkmalıyız.”diyor.
Buradan anladığım da;
“Kılıçdaroğlu, otur oturduğun yere.
O isim sen değilsin.”
Kendisi zaten Cumhurbaşkanlığı’na aday değil.
Her yerde “Başbakan olacağım” demiyor mu?
İki güçlü muhalefet liderinden birini Cumhurbaşkanlığı’na aday görmemenin Türkçesi.
………………………….
Sormak lazım, liderlik konusunda halkın güvenini alacak kişiler değilseniz;
Kimin liderisiniz?
O kişi sizden biri olmayacaksa;
Niye bulunduğunuz makamları işgal ediyorsunuz?
Ne kadar acı.
…………………………
Hatırlayın!
2014’te Cumhurbaşkanlığı Seçimi yapılacak.
CHP’de tam 12 aday adayı var, hepsi de güçlü isimler.
İçlerinde biri var ki.
Tabanın her kesiminde karşılığı var.
Kim?
Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen.
Genel seçimlerde Ak Partinin birinci olduğu yerde,
Belediye Başkanlığını alan kişi.
Büyükerşen’in adaylığı açıklanacak.
Tüm basın ve CHP Eskişehir’de.
Kılıçdaroğlu mikrofonun başına geçip, lafı eveleyip geveleyip.
Adaylık için toplantının gündemini değiştirdi.
Ardından, ertesi gün.
Babası Kuvayi Milliye’ye hain,
Mustafa Kemal’in idamına karar veren, Şeyhülislamın dizinin dibinde oturan adamın oğlunu, Cumhurbaşkanlığı adayı olarak açıkladı.
İslamcı Ekmeleddin’i, Atatürk Devrimleri’nin savunucusu diye yutturulmaya çalışıldı.
Ekmeledin’i kimse tanımazken, kim “aday yapın” dedi de, aday yapıldı.
Bu konuda ne açıklama ne de öz eleştiri geldi.
Aklıma deli sorular geliyor.
Kılıçdaroğlu’nun aday olmasını, Ekmeleddin’in aday yapılmasını isteyenler mi istiyor?
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın güle oynaya aldığı bir seçim yaşatıldı.
Bir sonra ki seçimde Muharrem İnce’yi aday gösterdiler.
Ancak en yakın Milletvekili arkadaşlarını liste dışı bırakmadan tutun da,
İnce’nin anlattıklarından hatırlıyorum.
"Başıma gelenler pişmiş tavuğun başına bile gelmedi" demişti.
Demem o ki.
Ayine kötü.