Prof Hukuk Bürosu Avukatlarindan Avukat Emre Avsar ile bu konuyu kapsamli olarak ele aldik. Av. Emre Avsar’in bu konudaki açiklamalari su sekilde:
Ülkemizde Unutulma Hakkiyla ilgili herhangi bir yasal düzenleme bulunmamaktadir. Ancak Avrupa Adalet Divani’nin verdigi karar dogrultusunda açilan benzer nitelikli davalarda Yargitay ve Anayasa Mahkemesinin kararlari emsal teskil edecektir.
Yargitay Hukuk Genel Kurulu’nun (HGK) E. 2014/56, K. 2015/1679 sayili kararinin gerekçesinde unutulma hakkina iliskin …unutulma hakki ve bununla iliskili olan gerektigi ölçüde ve en kisa süreligine kisisel verilerin depolanmasi veya tutulmasi konulari, aslinda kisisel verilerin korunmasi hakkinin çatisini olusturmaktadir. Her iki hakkin temelinde bireyin kisisel verileri üzerinde serbestçe tasarruf edebilmesini, geçmisin engeline takilmaksizin gelecege yönelik plan yapabilmesini, kisisel verilerin kisi aleyhine kullanilmasinin engellenmesini saglamak yatmaktadir. Unutulma hakki ile geçmisinde kendi iradesi ile veya üçüncü kisinin neden oldugu bir olay nedeni ile kisinin geleceginin olumsuz bir sekilde etkilenmesinin engellenmesi saglanmaktadir. Bireyin geçmisinde yasadigi olumsuz etkilerden kurtularak gelecegini sekillendirebilmesi bireyin yararina oldugu gibi toplumun kalitesinin gelismislik seviyesinin yükselmesine etkisi de tartisilmazdir.” denilerek unutulma hakkinin hukukumuzdaki yeri açikça dile getirilmistir.
HGK’nin ve bizim de katildigimiz görüse göre ilgili hak Anayasa’nin 20. Maddesi Ek Fikrada yer alan; Herkes, kendisiyle ilgili kisisel verilerin korunmasini isteme hakkina sahiptir. Bu hak; kisinin kendisiyle ilgili kisisel veriler hakkinda bilgilendirilme, bu verilere erisme, bunlarin düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçlari dogrultusunda kullanilip kullanilmadigini ögrenmeyi de kapsar. Kisisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kisinin açik rizasiyla islenebilir. Kisisel verilerin korunmasina iliskin esas ve usuller kanunla düzenlenir. Beyaninin yansimasi olarak ele alinmistir.
Yine Anayasa’nin 17. Maddesinin ilk cümlesi olan Kisinin Seref ve Itibarinin Korunmasina yönelik; “Herkes, yasama, maddi ve manevi varligini koruma ve gelistirme hakkina sahiptir.” Beyani verilen kararin da özünü olusturmaktadir.
Ayni sekilde Türk Medeni Kanunu’nun 24. Maddesinde yer alan; “Kisilik hakki zedelenen kimsenin rizasi, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdigi yetkinin kullanilmasi sebeplerinden biriyle hakli kilinmadikça, kisilik haklarina yapilan her saldiri hukuka aykiridir.” Beyanina atif yapilarak bu hakkin aslinda iç hukukta etkiledigi haklar da açiga kavusturulmustur.
Anayasa Mahkemesi’nin 2013/5653 nolu kararinda da unutulma hakki çerçevesinde yukarida bahsettigimiz olgularin karara baglandigi görülmektedir.
Nihayetinde, kisiye manevi hayatini devam ettirme ve gelecegini kurabilme özgürlügünün taninmasi açisindan unutulma hakkinin kisi tarafindan istenilebilmesi ön görülmektedir. Internette, kendi rizasiyla ya da baska etmenlerle gerçeklestirilen eylemlerin sorumluluguna iliskin “güncel olmayan” içeriklerin hala yer aliyor olmasi ve bu içeriklere herkes tarafindan kolaylikla ulasilabiliyor olmasi, kisinin gelecegini kurma veya yeni bir sayfa açma imkâninin da önüne geçmektedir.
Içeriklerin silinmesini isteme hakkinin, Avrupa Insan Haklari Sözlesmesi (AIHS) ve Anayasa kapsaminda güvence altina alinan Basin Özgürlügünü ihlal edip etmedigi durumunu da düsünmek gerekmektedir. Nitekim kisinin silinmesini istedigi içerikleri genelde dijital haberler olusturmaktadir. Ancak bu kapsamda Basin Özgürlügü her türlü yazili basin araçlari için bir kistas ortaya koymuyor. Yani, gazete, dergi ve her türlü basili yayin araçlari içerisinde bir haberin ulasabildigi kisi sayisi da kisitli durumda. Ayni sekilde güncel olmayan bir habere ulasilmasi da bir o kadar zor.
Ancak ayni seyi dijital kayitlar için söylememiz mümkün degil. Dijital kayitlar yazili basinin tam tersi sekilde, daha genis kitlelere ulasabilen ve güncelligini yitirse dahi herkesin neredeyse çaba sarf etmeden ulasabilecegi konumda. Ayni sekilde dijital kayitlarin neredeyse yok olmasinin imkânsiza yakin olan muhteviyati geregi, üzerinden belli bir zaman geçmis dijital içerik sebebiyle kisinin ‘manevi hayatini sürdürme’ hakkindan mahrum birakiliyor olmasi unutulma hakkini istemesi kapsaminda degerlendirebilir. Bu durumunun Basin Özgürlügünün ihlali sonucunu dogurup dogurmayacagi ise olay, olayin güncelligi ve kisinin üzerindeki etkisine göre belirlenmelidir. Nitekim bu sübjektif kriterler isiginda unutulma hakki, kamunun haber alma hürriyeti ve Basin Özgürlügünün ihlali sonuçlarini dogurdugu ölçüde kullanilamayacaktir.
Nitekim AYM’nin A. Alp ve S. Alp kararinda; …Haberlerin yayin tarihi üzerinden geçen süre ile haklarinda haber yapilan kisilerin kimlikleri de dikkate alindiginda haberin güncelligini ve kamuoyu ilgisini yitirdigi söylenemez. Bu baglamda haberin konusu, içerigi ve ilk yayin tarihi üzerinden geçen süre göz önünde bulunduruldugunda toplumsal açidan haber ve yazilarin arsivde kolaylikla ulasilabilir kilinmasi için gerekli haber ve bilgilendirme degerinin devam ettigi, bu baglamda unutulma hakki kapsaminda degerlendirilmeyi zorunlu kilacak sartlarin olusmadigi belirlenmistir.
Sonuç olarak ifade ve basin özgürlükleri ile birlikte halkin haber alma ve bilgiye ulasma hakki birlikte degerlendirildiginde basvuru konusu olayda, ifade ve basin özgürlükleri ile kisinin manevi bütünlügünün korunmasi hakki arasinda adil bir dengenin kuruldugu, derece mahkemesinin takdir yetkisine müdahale etmeyi gerekli kilacak bir durumun bulunmadigi sonucuna ulasilmistir. Hakkin sinirlari da bir nevi belirlenmistir.
Bunun yani sira Kisisel Verilerin Korunmasi kapsaminda da, Unutulma Hakki’nin ileri sürülmesi mümkündür. Kisisel Verileri Koruma Kurulunun 23/06/2020 tarihli ve 2020/481 sayili güncel kararinda; “…; öte yandan unutulma hakkini saglamaya yönelik olarak veri isleme faaliyetinin durdurulmasi, silme, yok etme veya anonim hâle getirme ile indeksten çikarma isleminden somut olaya göre en uygun olan araca karar verilebilecegi, zira unutulma hakki, içinde pek çok hakki barindiran bir üst kavramken, sayilanlarin bu hakki tesis etmeye yönelik araçlar olarak ele alindiginda Kanunla hedeflenen gayenin gerçeklesmesine de katki sunulabilecegi degerlendirilmektedir.” Denilerek her ne kadar Kanunlarimizda ayrica bir düzenlemeye yer verilmese de kisisel verilerin korunmasi minvalinde unutulma hakkinin yerinin oldugu açikça dile getirilmistir.
Sonuç olarak, ‘Unutulma Hakki’ ayrica bir yasa kapsaminda talep edilemese de gerek Anayasa, gerek Türk Medeni Kanunu ve gerekse Kisisel Verilerin Korunmasi kapsaminda bireylere taninmis bir hak olarak ortaya çikmakta olup, kisilerin hukuk vasitasiyla kullanabilecegi bir haktir.