Hayrettin Yıldırım

Tarih: 04.12.2025 15:29

MANİPÜLATÖRLERİN KRALI

Facebook Twitter Linked-in

2 Aralık Salı günü Aliağa Belediyesi’nin Meclis toplantısına katıldım.

İşin aslı, tiyatro oyunu gibiydi.

Aliağa Belediye Başkanı sahnede,

Tam ortada.

Temenniler kısmında; CHP’li Meclis üyeleri, Sayıştay raporu ile alakalı kaygılarını dile getirilmeye başlandığında; 

Şov da başladı.

Başkan’ın imalarından, Sayıştay yetkilisi hakkında çok bilgi aldık.

Mesela; 

Hakim değilmiş.

Cumhuriyet Savcısı da değilmiş.

Muhasebeciymiş.

Üstelik raporda kasıtlı yalan yanlış bilgiler vermiş miş.

Asıl doğruları Aliağa Belediye Başkanı biliyormuş.

Meclis, meclis değil.

Sanki sevgi pıtırcıkları mübarekler.

CHP Meclis üyelerinden biri söz aldı.

Tam yükleniyor, o esnada manipülasyonlar devreye giriyor.

Başkan öyle girişler yapıyor ki; gardını düşürüyor.

Konu başka bir yere gidiyor.

 Uzun cümlelerle, soracağı soruyu bile unutan  bile vardı.

Konuşmacıyı provoke ederek, soruyu unutturdu.

Muhasebenin konusu olan bir soruya, yanlış cevap verildiğini ifade eden meclis üyesine cevap verme yerine; topu taca atıp,

Dışarıdan oyuna topu sokmalar başladı.

Hazır iş türbine ulaşmışken.

Şööyle bir coşturmak lazım.

“Ben birim müdürlerimin arkasında değil, önünde duyurumlarla” ver coşkuyu.

Oldu bu iş.

Ne diyeyim.

Manipüle konusunda bir dahi gibisin.

Bunca yıldır Bakırçay’da böyle bir “Manipülatör Başkan” vallahi de, billahi de görmedim.

Ak Partili bir meclis üyesi hızını alamadı.

Şu şova ben de katılayım dercesine;

“Madem Sayıştay yetkilisi hakim ya da savcı değil, ben olayım edası ile” öyle densizlik yaptı ki;

 O bile arada kaynadı gitti.

Tutuklu Belediye başkanları için;

“Çalmasaydınız” dedi.

Mahkemeler daha iddianame hazırlıklarını yeni bitirmişken,

Bizim ki karara bağladı.

“ Çalmasalardı” dedi.

CHP’li bir meclis üyesinin müdahalesi de arada kaynadı gitti.

Bak; şovun parçası olmaya çalışan cahil cühela kardeşim,

Haddini aşma olur mu?

Sen hakim ya da savcı değilsin; “çalmasalardı” diye kesin hüküm veremezsin.

Alt tarafı hasbel kader seçilmiş Aliağa Belediyesi Meclis Üyesisin.

Alt tarafı el kaldır, el indir den başka pek de bir işe yaramıyorsun.

Aliağa adına ortaya koyduğun elle tutulur bir çalışman yok.

Unutma emi.

Hadi bakam sen.

xxxxxxxxxxxx

Ne oldu biliyor musunuz?

Başkanın, gelecek soruların zaman zaman içine dalarak.

Yaptığı manipülasyonlarla; Aliağa'da yaşanan rezaletler dile bile gelmedi.

Lafı eveleyip gevelemeden net sorularla, asıl cevap bekleyen soruları ben sorayım.

Net cevaplar bekliyorum.

Muhalefetin mecliste sormadıklarını Aliağalı adına buradan soruyorum.

Şu Aliağa FK işi ne oldu?

Yöneticiler hala yönetici ve hissedarlar mı?

Futbolcuların kulüple ilişkileri hala devam ediyor mu?

Sayıştay raporunda, birçok birimde belediye zararı ortaya konuyor.

Şu Helvacı şovu, bu durumu açıklamaya yetmiyor.

Kamuoyuna her birimle alakalı ortaya konan iddialarla alakalı, “müdürlerimin önünde dururum" demogojisini bir yana bırakalım.

Aliağa halkı açıklama bekliyor, yapacak mısınız?

Sayıştay raporunun, hemen ardından Ankara’ya gidip; Genel Başkanının, hayır duasını alma fotoğraflarınla halk ilgilenmiyor.

Halk ne diyor biliyor musun?

“Sayıştay raporuna müdahale ettirme adına gitmiş”, diyorlar.

Sayıştay raporu ile alakalı müdahale ettirdin mi?

Bazı okul Müdürleri ile ilgili, konuşulan şeyler sizi hiç mi rahatsız etmiyor?

Ediyorsa; Milli Eğitim’in gerekli organları ile durumu görüştünüz mü?

Hoş benzer iddialar Milli Eğitim Müdürü ile de var.

Öğrencilerin ve velilerin iddia edilen mağduriyetleri, doğru ise ne yaptınız?

Bir şeyler yapacak mısınız?

Daha ne kadar Aliağa’nın zenginliklerini, yandaşlarına  peşkeş çekercesine yağmalatmaya devam edeceksiniz?

(Ben demiyorum, tüm Aliağalı söylüyor, onların yalancısıyım.)

Mesela; mevcut belediyeye ait restoranlar ve yeni yapılan kafeler, pastaneler ile;

Yandaşlardan yeni zenginler yaratma çabalarınızı, halka nasıl açıklayacaksınız?

Kupon arazilerinin, üç beş isim dışında kimseye satışı gerçekleşmiyor.

Bu durma bir “DUR” demeyi düşünüyor musunuz?

O üç beş iş adamı, bu ülkenin vatandaşı da, bunların dışındakiler, muz cumhuriyeti vatandaşı mı?

Son 13 yılda bir başkan tanıdım.

Efsane başkan.

Kınık’ın bir önceki dönem Belediye Başkanı Sadık Doğruer.

Küçücük bir kasabadan, modern bir ilçe çıkardı.

Bunu yaparken de; tüm ihaleleri son derece şeffaf yaptı.

Battı- çıktı yaptınız. 

Hastane yapıyorsunuz.

İskele vs.

Sanki belediye değil; hükümet mübarek.

Ulaştırma Bakanlığı o battı çıktıyı ihale etmişti.

Hatta ihaleyi alan şirket sahibi, sizin yanınıza da geldi.

Sonra ne olduysa; o görüşmeden bir hafta sonra ihalesi yapılmış olan battı çıktı, iptal edildi.

Niye?

Sonra siz, Ulaştırma Bakanlığı'nın yapmakla yükümlü olduğu battı çıktıyı yaptınız.

Niye?

 Aliağa Halkı, Ulaştırma Bakanlığı’ndan ya da hükümetten daha mı zengin?

Aynı terane hastane hikayesinde de yaşandı. 

Güzelhisar yolu üzerinde, arazi yeri bile belirlenmişti.

350 yataklı, 6-7 ameliyat ünitesi olan bir hastane yapılacakken; iptal edildi.

Niye?

Sağlık Bakanlığı muhalefet partisine mi bağlıydı?

Hükümetle birçok ilişkileriniz var.

Nüfusunuzu o hastanenin yapılmasına kullanmak yerine, hastane yapmaya kalktınız. 

Niye?

Tüm bu çalışmalar yapılırken hiç ihale yaptınız mı?

Mesela halk bu yapıların, hangi kısmının kaç paraya yapıldığını biliyor mu?

Tüm bu çalışmalarda milyonlar akarken.

Halkın hiçbir şey bilmemesi sizi rahatsız etmiyor mu?

Sonuç itibarıyla.

“Kesin birileri bu işlerden haksız kazanç ediyordur kaygısı” ön plana çıkmıyor mu?

Neden bu ihaleleri, tıpkı Sadık Doğruer Başkanın yaptığı gibi; şeffaflık ilkesi gereği kamu ile paylaşmıyorsunuz?

Bir korkunuz, kaygınız mı Var?

Bu bağlamda Aliağalı’ya hiç mi sorumluluk duymuyorsunuz?

Oturduğunuz makam, Belediye Başkanlık Makamı.

 Siz o makamı nasıl görüyorsunuz?

Dışarıdan bakınca, Aliağa denen bir şirketin Yönetim Kurulu Başkanı gibi mi?

Bu durum sizi rahatsız etmiyor mu?

Soruların bir kısmı da sonraki yazıya kalsın.

Kalın sağlıcakla…

 

 

 

 

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —