Perde ayaklari sebebi ile agaçlardan pek hoslanmazlar.
On, on bes yillik ömürlerinde hep denizlerle oynasir ve oradan beslenir bu iri kuslar.
Etçil ve lesçidirler.
Ademogullarinin çöpleri ve simitleri ile karinlarini doyururlar.
Lakin bazilari hem sansli hem de sansizdirlar.
Mesela körfezde Dubai’dekiler, Ingiltere'dekiler, uçamazlar.
Hikmet-i nedir diye sorarsan alacagin yanit, karbonhidrattir.
Arap dünyasinin meshur yemegi, Ingilizlerin, fast foot artiklari ile obezlestirdiklerinden.
Kanatlari kendilerini tasiyamaz.
Aslinda, bizde yasaktir, martilara simit atmak.
Bir kadim dostum söyle yazmis;
Kardes, simit olmus bes lira. Bundan böyle yok öyle.
Gaak dedin, al sana simit, guuk dedin, al sana simit, vapurlarin pesi sira tur da atma .
Is bulda çalis.
Ingiltere ve Dubai’dekiler uçamiyor ,ya digerleri.
Pasaport yok, vize yok, indi bindi yok, ev, mülk, para, pul banka hesabi ibrazi filan yok.
Eee sinir, minir da yok.
Uç, birader uç.
Uçacagin yerde, porsiyon küçült, kemer sik diyen de yok.
Gagalariniz var ama, sikilacak kemeriniz de yok.
Sözünü ettigim Kemer, Akdeniz’in onlarca oteli olan tatil beldesi degil.
Orada yatak, yeme ,içme deniz, kum, sezlong beles.
Kanatlan, kanatlaniver.
Bahsettigim Kemer, o kemer degil.
Hani bele sarilanlardan. Önceleri bezden, sonralari ipekten yapilan.
Sarildiginda, kusagin içinden keseler çikan çil çil sikkeler
El sikkeye uzandiginda, baslar egilir, gerdan kivrilir,
Haa iste o.
Ondan da vazgeçilmis, on iki filan oldun mu beline kusak sarilirdi.
Adam oldu diye,
Hele hatunun kusagini kestin mi, Is biter aga is biter,
Biz de adetti. Üç kere bos ol dedin mi.
Hadi yolla, istersen babanin evine yada nereye canin çekerse.
Kizanlarin kemeri siki ise; Adam olacak, adam.
Ya gevsekse; Bundan bir halt olmaz.
Kemer, kusak, soy, nesil, jenerasyon.
Nerelerden, nerelere
Akli bir kenara birakip ta sordum, martiya
– Yukarilarda ‘’ Sag duyuya rastladin mi?
– Gaak dedi. Uçtu.
Kanat seslerinden anladim ki; Pakistanlilar, kadinlarini çuvaldan çikarmadikça ve Hindular ineklerini ahira sokmadikça, bu çöpçü kuslar, havada dolanip duracaklar.
Oysa koca Avrupa kitasinin çöplerini yigmistik önlerine sirf uçabilsinler diye.
Iklim degisikligi ayri konu.
Çok büyük konulari insanlar umursamazlar. Hiç bir sey yapamayacaklarini söylerler.
Insanlar üzerine politika yapilmaz.
Çünkü çöplerin ayristirilmasi zor.
Bunun üzerinde durmaya degmez
Martilar ne yaparlarsa yapsinlar.
Fosil ekonomisinin disari da bir yerde degil, ayni zamanda içimizde olmasi, o bizim zihnimizde duygularimizda yer etmis durumda.
Illaki fosil, fosilde, fosil yakit.
Inkar psikolojisi ile iklim degisikligine karsi harekete geçmekteki basarisizligimiz, simdilerde martilari telaslandiriyorsa çok sürmez basimizi derde sokar .
Sahilde pet sise toplamak çözüm olamiyor.
Bir yeniden düsünme davetine, ne der, bu tek esli iri kuslar.
Gelecek hepimiz için gereksiz yere kasvetli olabilir.
Yani ya bu deveyi güdecegiz ya da martilara bu diyardan el sallayacagiz.
Tanrinin hikmeti, yeryüzünü sadece Ademgillere aitmis gibi düsünemeyiz.
Düsüncelerini kafa tutarak, buyruklar vererek ortaya koyanlar, akildan yana güçsüz olduklarini sanan martilar degil.
Ne diyorsun diye sordum?
Gaak, guuk .
Cek, cak filan,
Kus iste…